Gürkan Özkoç
Dr. Gürkan Özkoç 1967 yılında Samsun’da doğdu. Orta ve lise öğrenimini Samsun Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1992 yılında mezun olup devamında yine Hacettepe Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalında ihtisas yaptı. 1998-2000 yılları arasında Özel Çankaya Hastanesinde ortopedi uzmanı olarak çalıştı. 2000 yılında çalışmaya başladığı Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde önce Doç. Dr. sonra da Prof. Dr olarak çalıştı. Mart 2020 itibariyle yıllarca beraber çalıştığı dört ortopedi profesörü ile beraber OrtoGrup adı altında birleşerek hastalarına hizmet etmeye başlamıştır. Dr. Gürkan Özkoç’un mesleki ilgi alanları arasında diz ve kalça artroplastisi, travma cerrahisi, ortopedik onkoloji ve çocuk ortopedisi bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olup hobileri arasında aktif olarak bisiklet ve uzun mesafe koşu bulunmaktadır.
Ortogrup Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği
Hurmalı Mah. Kurtuluş Cad. Central Plaza No: 39 İç Kapı No:34 Seyhan/Adana
0(322) 503 99 95 (Ortogrup Klinik)
info@gurkanozkoc.com.tr
Randevu Talebi
Sen
de
Yorum
Yap
Sen de Yorum Yap
Hastalarımızın Yorumlar
Maraton gibi vücudun limitlerini zorlayan bir spor sonrası MR çektirsek kemiklerde anormallikler görülür mü? 2014 yılında yayınlanan bu makale tam da bu soruya cevap aramış. Hollanda’da ulusal seçmelere katılan 16 atletin yarış sezonu öncesi ve sonrasında kalça, diz ve ayak bileği MR’ları çekilip karşılaştırılmış. Sonuçlar ilginç. Hiçbir şikayeti olmayan bu 16 sporcunun 14’ünde toplam 45 farklı bölgede kemik iliği ödemi görülmüş. Bu MR görüntülerinin çoğu sezon boyunca kaybolurken bu sürede yenileri de çıkmış. Makale sporcuların sezon süresince farklı şikayetlerinin olabildiğini, ama bu şikayetlerin MR’daki anormalliklerle hiçbir ilişkisi olmadığını ifade ediyor. Kısaca koşucuysanız ve farklı sebeplerle çektirdiğiniz MR’da kemik iliği ödemi görülmesi gayet normal. Kemik aktif bir doku olduğu için gelen strese bağlı yeni kemik yapımı sürecinde kemik iliğinde ödem görülebilir. Bu durum ağrı yoksa egzersiz planınızı değiştirme sebebi değildir.
MR raporunda yazılan her menisküs sözcüğü korkulacak bir şey değildir. Hastalar farklı amaçlarla çekilen diz MR’ında yazılan menisküs dejenerasyonunu bir yırtık olarak algılıyor ve bunun için bir ameliyat gerekli olduğunu bile düşünebiliyorlar. Menisküsler diz kemikleri arasında yük transferinde bir nevi yastık görevi gören oluşumlardır. Yirmili yaşlarda iç yapısı tamamen sağlıklı iken yıllar içinde ve özellikle de artan kilolarla birlikte burada görüldüğü gibi iç yapısında bozulmalar görülebiliyor. Bazen fazla kilo olmadan da tekrarlayan mikro travmalar ve uzun süreli futbol gibi sporlar sonrasında yine dejenerasyon olabiliyor. Evre I ve II yazan dejenerasyonlar yırtık değildir ve ameliyat gerektirmez. Evre III yazdığında ise artık bu gerçek bir yırtıktır. Yine de her menisküs yırtığı cerrahi gerektirmeyebileceği için hekiminizin önerilerine uymanız en doğrusudur.
Bazen hastalarımın, bana acilen diz protezi gerekiyormuş diyerek geldiği oluyor. 😊 Diz kireçlenmesi, 60 yaşlarından sonra eklem kıkırdağının yıpranmasıyla, diz ağrısı ve günlük işleri yapamamaya sebep olan bir rahatsızlıktır. Bu hastalara uygulanan diz protezi hastanın ağrısını azaltarak hayat konforunu arttırır. Hastanın sosyal hayata geri dönmesini sağlar. Ama hiçbir zaman acil bir yöntem değildir. Dizdeki harabiyet, diz ağrıları başladıktan sonra 5-10 yıl gibi bir süre alır. Bu dönemde tahribat giderek artar. Buna bağlı olarak ağrılı dönemlerin sıklığı da artar. Bu dönemlerde ilaçlar veya eklem içi enjeksiyonlar ağrıyı azaltabilir. Artık 300-500 m yürüyemeyen hastanın diz protezi olması konforunu artırır. Yaptırıp yaptırmamak tamamen hastanın kararıdır. Öte yandan zamanı geldiğinde şartları uygun hale getirerek cerrahinin yaptırılması, hastanın ağrılarından kurtulmasını ve tekrar sosyal hayatın içine dönmesini sağlar.
Spora ara vermiştim, geçenlerde ağır bir antrenman sonrası hamlamışım. Kaslarımda laktik asit birikti! (Eski bilgi) Antrenmansız sporcuların spor sonrası kas ağrıları, laktik asit birikimine bağlı olarak oluşmaz.Kaslar oksijen yokluğunda anaerobik sistemden enerji ihtiyacını karşılar. Yan ürün olarak laktik asit oluşur. Ancak laktik asit kaslarda birikmeyip çok hızlı bir şekilde kan dolaşımına katılır ve karaciğer tarafından tekrar glukoza dönüştürülür. Cori döngüsü ismi verilen bu mekanizmayla glukoz ya dolaşıma geri verilerek dokular tarafından tekrar kullanması sağlanır ya da karaciğerde glukojen olarak depolanır. Böylece oksijen olmadığı için glukozun tam yakılamamış enerjisi tekrar kullanıma sokulmuş olur. Peki ya benim kaslarımdaki ağrılar neden oldu? (Delayed Onset Muscle Soreness (DOMS)yani) Gecikmiş Kas Ağrısı olarak ifade edilen bu durum kaslardaki mikro-yaralanmalara antrenmandan 48-72 saat sonra vücudun verdiği enflamasyon sürecinden kaynaklanır.
Kırık iyileşmesi doğal bir süreçtir. Doğada hayvanların kemikleri kırıldığında kendi kendine kaynayabildiğini biliyoruz. O zaman kırık olduğunda neden ameliyat yaparız?
1. Uzun kemiklerin orijinal uzunluk rotasyon ve dizilimini sağlamak, eklem içi kırıklarda da kıkırdaktaki birkaç mm’lik basamaklanma, ileriki yıllarda kireçlenmeye sebep olabileceğinden eklem hattını mükemmel bir şekilde oluşturmak,
2. Plak, vida, çivilerle kırık iyileşmesi için ihtiyacımız olan kırık uçlarındaki hareketsizliği sağlamak,
3. Alçıyla tedavide çok uzun sürede iyileşecek kırıkların sabitlenerek eklem hareketi ve kas gücünü koruyabilmek,
4. Kırık uçlarının ameliyatla sabitlenmesiyle harekete bağlı ağrıyı ortadan kaldırmak,
5. Yerleştirilen implantların yükü üzerine almasını sağlayarak kırık iyileşmesini hızlandırmak,
6. Damar-sinir yaralanması gibi ek hasarlar varsa bunu tamir etmek için cerrahi yaparız.
Bazen sosyal medya üzerinden belli bir bölgede kırık olup ameliyat edildim ne zaman kaynar gibi sorular soruluyor. Kırık iyileşme süresi o kadar çok faktöre bağlıdır ki… Kırığın hangi kemikte oluştuğuna, kemiğin uç kısmında mı yoksa orta bölgesinde mi olduğuna, travmanın oluş şekli ve bu bölgedeki açığa çıkan enerji patlamasının büyüklüğüne, kemiğin beslenmesindeki en önemli faktör olan yumuşak doku hasarının durumuna, hastanın eşlik eden hastalıkları ve bu amaçla kullandığı ilaçlara, beslenme durumuna, hastanın yaşına, sigara alışkanlığına, yapılan cerrahi işlemin ne kadar başarılı olduğu ve buna bağlı erken rehabilitasyonun yapılıp yapılmadığına göre çok farklılıklar gösterir. Tedavisini üstlendiğim hastalara kırıklarının yaptığımız tedaviye bağlı beklenen iyileşme süresini belirtirim. Bu süre bir de çok büyük değişiklikler gösterebilir. Öte yandan bütün bu değişkenleri bilmeden yorum yapmak kahve falına bakmaktan farksızdır.