Prof. Dr. Gürkan Özkoç
TR | EN
Prof. Dr.

Gürkan Özkoç

Dr. Gürkan Özkoç 1967 yılında Samsun’da doğdu. Orta ve lise öğrenimini Samsun Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1992 yılında mezun olup devamında yine Hacettepe Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalında ihtisas yaptı. 1998-2000 yılları arasında Özel Çankaya Hastanesinde ortopedi uzmanı olarak çalıştı. 2000 yılında çalışmaya başladığı Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde önce Doç. Dr. sonra da Prof. Dr olarak çalıştı. Mart 2020 itibariyle yıllarca beraber çalıştığı dört ortopedi profesörü ile beraber OrtoGrup adı altında birleşerek hastalarına hizmet etmeye başlamıştır. Dr. Gürkan Özkoç’un mesleki ilgi alanları arasında diz ve kalça artroplastisi, travma cerrahisi, ortopedik onkoloji ve çocuk ortopedisi bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olup hobileri arasında aktif olarak bisiklet ve uzun mesafe koşu bulunmaktadır.

Sosyal Mecralar: Youtube İnstagram Facebook Linkedin
OrtoGrup Logo

Ortogrup Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği

Hurmalı Mah. Kurtuluş Cad. Central Plaza No: 39 İç Kapı No:34 Seyhan/Adana

0530 780 5300

0(322) 503 99 95 (Ortogrup Klinik)

0(530) 780 53 00

info@gurkanozkoc.com.tr



Sen
de
Yorum
Yap

Sen de Yorum Yap


Hastalarımızın Yorumlar

Yorumlar:

Gürkan hocama daha önce gelmediğim için çok pişmanım, işini oldukça profesyonel bir şekilde yapıyor 4 ayrı doktora gittim hiçbirinin risk alıp yapamadığı diz ameliyatımı mükemmel bir şekilde yaptı. Ezgi hanıma da ilgi alakasından dolayı çok teşekkür

Harika bir insan olmakla beraber işinin profosyoneli..

Çok iyi Doktor

Dr. Özkoç sayesinde diz protez ameliyatım sorunsuz geçti. Kendisi çok nazik ve ilgili bir doktor. Teşekkürler!

Kalça protezi ameliyatım sonrası hızlı bir şekilde iyileştim. Dr. Özkoç işinin ehli biri. Herkese tavsiye ederim.

Dr. Gürkan Özkoç çocuk ortopedisi konusunda harika bir doktor. Oğlumun tedavisinde çok yardımcı oldu.

Çocukluk döneminde kemik kanserleri vücuttaki herhangi bir kemikte gelişebilir. Hastanın hikayesinde aylardır ciddiye alınmamış ağrı da olabilir. Çoğunlukla şikayetler bir düşme sonrası başlar ve aileyi de hekimi de yanlış yönlendirebilir.

Çocukluk çağında topallama çok sık görülür. 48 saati geçen, ateş ve huzursuzlukla birlikte olan topallama ciddi bir rahatsızlığın ilk bulgusu olabilir ve mutlaka hekime görünmeyi gerektirir. Bu konuyla ilgili detaylı bilgileri bu makalemde bulabilirsiniz

Total Diz Protezi iyi bir teknik ile uygulandığında mükemmel bir ameliyattır ve hastaya büyük konfor sağlar. İyi bir cerrahi yöntem olması, sonuçlarının iyi olması kolay olduğu anlamına gelmemelidir. Zorlu bir süreç sonrası ödülü alınacaktır. Peki iki tarflı diz protezi aynı anda yapılır mı?

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit sed do. eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris.!

Maraton gibi vücudun limitlerini zorlayan bir spor sonrası MR çektirsek kemiklerde anormallikler görülür mü? 2014 yılında yayınlanan bu makale tam da bu soruya cevap aramış. Hollanda’da ulusal seçmelere katılan 16 atletin yarış sezonu öncesi ve sonrasında kalça, diz ve ayak bileği MR’ları çekilip karşılaştırılmış. Sonuçlar ilginç. Hiçbir şikayeti olmayan bu 16 sporcunun 14’ünde toplam 45 farklı bölgede kemik iliği ödemi görülmüş. Bu MR görüntülerinin çoğu sezon boyunca kaybolurken bu sürede yenileri de çıkmış. Makale sporcuların sezon süresince farklı şikayetlerinin olabildiğini, ama bu şikayetlerin MR’daki anormalliklerle hiçbir ilişkisi olmadığını ifade ediyor. Kısaca koşucuysanız ve farklı sebeplerle çektirdiğiniz MR’da kemik iliği ödemi görülmesi gayet normal. Kemik aktif bir doku olduğu için gelen strese bağlı yeni kemik yapımı sürecinde kemik iliğinde ödem görülebilir. Bu durum ağrı yoksa egzersiz planınızı değiştirme sebebi

Menisküs Dejenerasyonu: MR raporunda yazılan her menisküs sözcüğü korkulacak bir şey değildir. Hastalar farklı amaçlarla çekilen diz MR’ında yazılan menisküs dejenerasyonunu bir yırtık olarak algılıyor ve bunun için bir ameliyat gerekli olduğunu bile düşünebiliyorlar. Menisküsler diz kemikleri arasında yük transferinde bir nevi yastık görevi gören oluşumlardır. Yirmili yaşlarda iç yapısı tamamen sağlıklı iken yıllar içinde ve özellikle de artan kilolarla birlikte burada görüldüğü gibi iç yapısında bozulmalar görülebiliyor. Bazen fazla kilo olmadan da tekrarlayan mikro travmalar ve uzun süreli futbol gibi sporlar sonrasında yine dejenerasyon olabiliyor. Evre I ve II yazan dejenerasyonlar yırtık değildir ve ameliyat gerektirmez. Evre III yazdığında ise artık bu gerçek bir yırtıktır. Yine de her menisküs yırtığı cerrahi gerektirmeyebileceği için hekiminizin önerilerine uymanız en doğrusudur.

Bazen hastalarımın, bana acilen diz protezi gerekiyormuş diyerek geldiği oluyor. 😊 Diz kireçlenmesi, 60 yaşlarından sonra eklem kıkırdağının yıpranmasıyla, diz ağrısı ve günlük işleri yapamamaya sebep olan bir rahatsızlıktır. Bu hastalara uygulanan diz protezi hastanın ağrısını azaltarak hayat konforunu arttırır. Hastanın sosyal hayata geri dönmesini sağlar. Ama hiçbir zaman acil bir yöntem değildir. Dizdeki harabiyet, diz ağrıları başladıktan sonra 5-10 yıl gibi bir süre alır. Bu dönemde tahribat giderek artar. Buna bağlı olarak ağrılı dönemlerin sıklığı da artar. Bu dönemlerde ilaçlar veya eklem içi enjeksiyonlar ağrıyı azaltabilir. Artık 300-500 m yürüyemeyen hastanın diz protezi olması konforunu artırır. Yaptırıp yaptırmamak tamamen hastanın kararıdır.  Öte yandan zamanı geldiğinde şartları uygun hale getirerek cerrahinin yaptırılması, hastanın ağrılarından kurtulmasını ve tekrar sosyal hayatın içine dönmesini sağlar.

Çocuklarda bacak ağrıları çoğunlukla aile ve hekim tarafından büyüme ağrısı olarak geçiştirilebilir. Peki bunların hangileri gerçek anlamda büyüme ağrısıdır? Sanılanın aksine büyüme ağrıları çocukların en hızlı büyüdü 10 ile 14 yaşlarında değil dört, altı yaşlar arasında görülür. Peki çocuklardaki hangi ağrılar önemlidir:

Büyüme ağrısı genellikle eklemlerin dışında ve bacaklarda olur, simetriktir, genellikle yoğun bir günün akşamında veya gece boyunca olur ve sabahları geçer, ısı artışı kızarıklık veya şişlik gibi belirtiler olmaz, genellikle geçicidir, laboratuvar ve radyolojik çalışmalar çoğunlukla negatiftir. Öte yandan tek taraflı ve sürekli olan, sabahları olup gün içinde devam eden, kızarıklık ısı artışı ve şişlikle birlikte olan, giderek artan ve laboratuvar testleri ile röntgende anormal bulgur veren ağrılar mutlaka dikkate alınmalıdır.

Kırık iyileşmesi için gerekli tedavi yöntemleri hekimin kontrolündedir. Hastalar bu sürede anneler tarafından kemik iyileşmesine hızlandırsın diye kemik suyu ve kelle-paça ağırlıklı beslenmeye tabi tutulur. Hastalar kontrole geldiklerinde bir daha hayatları boyunca paça suyu görmek istemediklerini ifade ederler. Sağlıklı beslenme kemik iyileşmesi için gereklidir ama fazlası süreci hızlandırmaz. Kırık iyileşmesi kırık uçları arasındaki biyolojik özellikler ve oradaki hücrelere bağlıdır. Bunu inşaat yapımında çalışan işçilere benzetebilirsiniz. Bir inşaatta çalışan işçi sayısını arttıramıyor iseniz inşaatın önüne ne kadar kum, çakıl, çimento, demir gibi inşaat malzemelerini yığarsanız yığın, işçinin çalışma hızının üzerinde bir inşaat yapımı olmayacaktır. Yani dışardan vereceğiniz ek gıdalar ile kırığın iyileşmesini arttıramazsınız. Tabii ki ustaların çalışmasına yetecek kadar inşaat malzemesinin hazırda beklemesi gerekir. Bu da beslenme bozukluğu olmadığı sürece iyileşmenin gecikmeyeceği anlamına gelir.

Kırık iyileşmesi doğal bir süreçtir. Doğada hayvanların kemikleri kırıldığında kendi kendine kaynayabildiğini biliyoruz. O zaman kırık olduğunda neden ameliyat yaparız?

1. Uzun kemiklerin orijinal uzunluk rotasyon ve dizilimini sağlamak, eklem içi kırıklarda da kıkırdaktaki birkaç mm’lik basamaklanma, ileriki yıllarda kireçlenmeye sebep olabileceğinden eklem hattını mükemmel bir şekilde oluşturmak, 

2. Plak, vida, çivilerle kırık iyileşmesi için ihtiyacımız olan kırık uçlarındaki hareketsizliği sağlamak, 

3. Alçıyla tedavide çok uzun sürede iyileşecek kırıkların sabitlenerek eklem hareketi ve kas gücünü koruyabilmek, 

4. Kırık uçlarının ameliyatla sabitlenmesiyle harekete bağlı ağrıyı ortadan kaldırmak, 

5. Yerleştirilen implantların yükü üzerine almasını sağlayarak kırık iyileşmesini hızlandırmak,

6. Damar-sinir yaralanması gibi ek hasarlar varsa bunu tamir etmek için cerrahi yaparız. 

Bazen sosyal medya üzerinden belli bir bölgede kırık olup ameliyat edildim ne zaman kaynar gibi sorular soruluyor. Kırık iyileşme süresi o kadar çok faktöre bağlıdır ki… Kırığın hangi kemikte oluştuğuna, kemiğin uç kısmında mı yoksa orta bölgesinde mi olduğuna, travmanın oluş şekli ve bu bölgedeki açığa çıkan enerji patlamasının büyüklüğüne, kemiğin beslenmesindeki en önemli faktör olan yumuşak doku hasarının durumuna, hastanın eşlik eden hastalıkları ve bu amaçla kullandığı ilaçlara, beslenme durumuna, hastanın yaşına, sigara alışkanlığına, yapılan cerrahi işlemin ne kadar başarılı olduğu ve buna bağlı erken rehabilitasyonun yapılıp yapılmadığına göre çok farklılıklar gösterir. Tedavisini üstlendiğim hastalara kırıklarının yaptığımız tedaviye bağlı beklenen iyileşme süresini belirtirim. Bu süre bir de çok büyük değişiklikler gösterebilir. Öte yandan bütün bu değişkenleri bilmeden yorum yapmak kahve falına bakmaktan farksızdır.

Kırık kaynaması için kırık uçlarında hareketsizlik şarttır. Çok minimal bir hareket kırık uçlarını uyararak kırık iyileşmesinin hızlanmasını sağlayabilir. Bu hareket limitlerin üzerinde olur ise kırık iyileşmesinin ilk aşaması olan damar tomurcuklarının karşıdaki kemiğe atlayarak kırık hattını köprüleme süreci bozuntuya uğrar. Arada oluşan doku kemik değil bağ dokusu haline gelip kaynama süreci durur. Kırık iyileşmesinin alevli süreci olan ilk 4 ile 6 ay geçtikten sonra artık bu kırığın kendi kendine kaynamayacağına kanaat getirilerek ek birtakım müdahaleler yapılması gerekli olabilir.

Kırık kaynama süreci kırığın olduğu anda başlar. Kemik çok kanlanan bir dokudur ve kırık anında kemik uçlarından kanama ve pıhtı oluşur. Bu pıhtı içinde kemik iliğinden gelen kök hücreler ve yara iyileşme sürecini tetikleyen büyüme faktörleri de vardır. Canlı kırık uçlarından damar tomurcukları karşı taraf kemik ucuna atlamaya ve köprülemeye çalışır. Bu aşamada kırık uçlarında çok fazla hareket olmaması sürecin daha hızlı oluşmasını sağlar. Bir süre sonra bu damar tomurcukları arasında kalsiyum tuzları çökerek yavaş yavaş yeni kemik oluşumu başlar. Bu yeni gelişen kemik aslında strese karşı şekillenmiş bir kemik olmayıp ilkel bir kemiktir. Daha sonra yıllar sürecek yeniden şekillenme süreci ile orijinal kemik özelliklerine dönüşüm süreci başlar.

MR yani Manyetik Rezonans Görüntüleme manyetik alan ve radyo dalgaları kullanarak dokular hakkında detaylı bilgi verir. Bazı hastaların sandığının aksine radyasyon içermez ve son derece güvenlidir. Yine de şu üç faktöre dikkat edilmelidir:

1. MR cihazındaki güçlü manyetik alan, vücutta bulunan metal objeleri hareket ettirebilir veya ısıtabilir. Kalp pili, damara yerleştirilmiş bazı stentler, kulak içi implantlar ve bazı çok eski protezlerin MR uyumlu olmayan metal içerikleri olabileceği için tetkik öncesinde gözden geçirilmelidir.

2. MR’ın gebelik üzerindeki etkileri tam olarak bilinmediğinden genelde gebeliğin ilk üç ayında MR çekimi önerilmez. Ancak bazen risk ve faydaları dikkate alınarak yapılabilir.

3. Kapalı alan korkusu olan hastalara sedatif birtakım ilaçlarla birlikte uygulanabilir.

Osteoporoz, genellikle yaşlılıkta görülen ve kemik yoğunluğunun azalmasına neden olan bir durum olup kırıklara daha yatkın hale gelmenize neden olabilir. Peki beklenmeyen bir kırık olmadığı taktirde hangi yaşta tarama yapmalıyız? Komşuda 65’inde kırık oldu deyip riske atmayarak 60’ında mı tetkiklere başlamalı? Yoksa garantici davranıp, 55 mi olsun? Önerilen tarama yaşları, genellikle kişinin risk faktörlerine ve cinsiyetine bağlı olmakla birlikte Amerikan Klinik Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği ve Amerikan Menopoz Derneği gibi birçok kuruluş, genellikle tüm kadınlara 65 yaşından itibaren ve risk faktörlerine sahip erkeklere 70 yaşından itibaren düzenli densitometri taraması önerir. Risk faktörlerine sahip daha genç bireyler- örneğin erken menopoz geçiren kadınlar veya kronik steroid kullanımı gibi durumlara sahip kişilerde daha erken yaşta tarama yapılması düşünülebilir. 

Menisküsler, her dizde iki adet C şeklinde kıkırdak benzeri yapıdır. Dize gelen darbeleri yumuşatarak amortisör görevi görürler. Peki madem bu kadar önemli görevleri var, yırtılınca neden çıkartılıyor? Menisküs yırtıklarının büyük kısmı tamir edilse bile iyileşmeyecek merkezi kısmında olur. Bu yırtıklar, eğer olduğu gibi bırakılırsa, çömelip kalkarken büyüyebilir veya kıkırdağa zarar verebilir. Ayrıca ağrı da yapar. Bu yüzden sağlıklı kısmına dokunmayıp iyileşme ihtimali olmayan yırtık kısmı çıkartırız. Eğer menisküsün çeperi sağlam kalırsa, fonksiyonları korunur ve hasta için uzun vadede bile büyük bir problem oluşturmaz. Diğer taraftan yırtık, menisküsün iyi kanlanan, eklem kapsülüne yakın bölgesindeyse, bu tür yırtıkları zaten dikiyoruz. Yani iyileşme ihtimali olan hiçbir menisküsü çıkartmaz ve tamir ederiz.

Eklemlere yapılan protez cerrahisi sonrası hastalar vücudum protezi kabul etmemiş diyerek gelebiliyor. Neden? Vücutlarımızla protezler arasında bir düşmanlık mı var? Hekimler tarafından basitleştirilerek hastaya anlatılmaya çalışılan bu durum, çoğunlukla ameliyat bölgesinin bakteriler tarafından iltihaplanmasını ifade eder. Bazen de teknik hatalara bağlı protez ile kemiğin tutunmaması sonucu protezdeki gevşemeyi anlatmak için kullanılır. Yani tarif edilen şey vücudun organ naklinde olduğu gibi protezi reddetmesi gibi bir durum değildir. Protezlerin yapıldığı malzemeler vücut tarafından alerjik reaksiyon göstermeyecek materyallerden yapılsa da üçüncü bir ihtimal olarak çok nadiren metal alerjileri de bildirilmiştir. Eğer protezde iltihap oluşursa, bu genellikle antibiyotiklerle tedavi edilemeyen ve protezin çıkarılmasını gerektiren karmaşık bir sürecin başlangıcı olabilir. Ancak unutmayın, doğru hasta seçimi ve titiz bir operasyon, bu tür riskleri büyük ölçüde azaltır.

S.S.S

Tüm Merak Edilen Sıkça Sorulan Soruları Cevapladık